Türkiye, genç nüfusuyla dikkat çeken bir ülkedir. 27 Avrupa ülkesi içerisinde genç nüfusuyla ilk sırayı almaktadır. 2022 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam nüfusu 85 milyon 279 bin 553 kişi iken 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 949 bin 817 kişi oldu. Genç nüfus, toplam nüfusun %15,2’sini oluşturur. Genç nüfusun %51,2’sini erkek nüfus, %48,8’ini ise kadın nüfus oluşturmakta.

   Gençler, toplumun geleceği için önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, Türkiye’deki gençler de çeşitli sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunların başlıcaları şunlardır:

1.İşsizlik

Türkiye’de gençler arasında yüksek işsizlik oranı önemli bir sorundur. Gençler, mezun olduktan sonra istihdam edilebilirlik sorunuyla karşılaşabilmekte ve iş bulmakta zorluk yaşayabilmektedirler. Özellikle üniversite mezunlarının iş bulma sürecinde yaşadıkları zorluklar, gençler arasında endişe ve belirsizlik yaratabilmektedir. TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2022 yılı genç nüfusta işsiz 3 milyon 582 bin kişi olarak tespit edildi.

Gençler arasında işssizliğin yüksek olmasının çok önemli toplumsal sonuçları ortaya çıkmaktadır.

-Ekonomik Belirsizlik

-Yoksulluk

-Sosyal Dışlanma

-Şiddetin Artışı

-Bağımlılık Yapan Madde Kullanımında Artış

-Eğitim Kaybı

-Sosyal Huzursuzluk

-Beyin Göçü

-Gençlik Potansiyelinin Kaybı

Bu maddeler, Türkiye’deki gençler arasındaki yüksek işsizlik oranlarının toplumsal sonuçlarını yansıtmaktadır.

2.Eğitim Sisteminden Kaynaklanan Sorunlar

Türkiye’de eğitim sistemindeki kalite ve erişim sorunları, gençlerin karşılaştığı diğer önemli sorunlardandır. Eşitsizlikler, kırsal bölgelerdeki eğitim imkanlarının sınırlı olması, okul kaynaklarının yetersizliği gibi faktörler, gençlerin eğitim fırsatlarına erişimini kısıtlayabilmektedir. Ayrıca, iş dünyasının taleplerine uygun becerilerin kazandırılmaması da gençlerin istihdam edilebilirliklerini etkileyebilmektedir.

Sınav Odaklı Eğitim Sistemi:

Türkiye’deki eğitim sistemi, sınav odaklı bir yapıya sahiptir. Öğrencilerin başarılarının sadece sınav sonuçlarıyla değerlendirildiği bu sistem, öğrencilerin ezberci bir yaklaşım benimsemesine neden olurken, yaratıcılık, eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerini engelleyebilir. Sınavlara yoğun bir şekilde odaklanan öğrenciler, bilgiyi sınavdan sonra unutma eğilimi gösterebilir ve gerçek dünya becerilerini geliştirme konusunda sınırlılıklar yaşayabilirler.

Ders Programının Yetersizliği:

Türkiye’deki ders programı, gençlerin ihtiyaçlarına ve çağın gereksinimlerine uygun olmadığı için eleştirilmektedir. Teknoloji, girişimcilik, iletişim, eleştirel düşünme gibi önemli becerilerin eksik olduğu düşünülen müfredat, gençlerin ilgi ve yeteneklerini geliştirme konusunda sınırlayıcı bir etkiye sahiptir. Ders programının güncellenmesi ve çağın gereksinimlerine uygun hale getirilmesi, gençlerin gelecekteki iş hayatına hazırlık sürecini güçlendirebilir.

Meslekî Rehberlik ve İş Bulma Süreci:

Türkiye’de gençler, meslek seçimi konusunda yeterli rehberlik hizmetlerine erişemeyebilirler. Meslekî rehberlik hizmetlerinin yetersiz olması, gençlerin kendi yeteneklerini keşfetmelerini ve doğru meslek seçimlerini yapmalarını zorlaştırabilir. Ayrıca, iş bulma sürecinde de sorunlar yaşanabilir. Yüksek işsizlik oranları, gençlerin iş bulma sürecinde rekabetçi bir ortamla karşılaşmalarına ve istihdam edilebilirliklerinin düşmesine neden olabilir.

3.Ekonomik Güvencesizlik:

Türkiye’de gençler arasında ekonomik güvencesizlik yaygın bir sorundur. Düşük ücretler, geçici ve güvencesiz istihdam koşulları, gelir adaletsizliği, gençlerin maddi açıdan istikrarlı bir gelecek kaygısı yaşamalarına neden olabilmektedir. Bu durum, gençlerin bağımsız bir yaşam kurma sürecinde zorluklar yaşamalarına ve gelecek planlarını ertelemelerine yol açabilmektedir.

-İşsizlik, gençlerin ekonomik güvenceye ulaşmalarını zorlaştırır ve geleceğe dair umutlarını azaltır.

– Gelir dağılımındaki dengesizlik, gençlerin yeterli gelire ulaşmasını zorlaştırır ve yaşam standartlarını düşürür.

-Yüksek yaşam maliyetleri, kira giderleri, gıda ve ulaşım masrafları gibi faktörler gençleri ekonomik olarak zor durumda bırakabilir ve geleceğe yönelik endişelerini artırabilir.

-Eğitimle ilgili beceri eksiklikleri, gençlerin iş bulma sürecinde dezavantajlı konuma düşmelerine ve ekonomik güvencesizlikle karşılaşmalarına neden olabilir.

4.Kuşaklar Arası Kültürel Çatışmalar

-Geleneksel aile yapısı ve toplumsal normlar, gençlerin kendi istekleri ve hedefleri doğrultusunda kararlar almalarını kısıtlayabilmekte. Bu durum, gençlerin eğitimlerine ve kariyerlerine odaklanmalarını engelleyebilmektedir.

-Geleneksel aile değerlerine bağlı olan yaşlı kuşak ile bireyselliği ön planda tutan ve yeni değerlere açık olan genç kuşak arasında çatışmalar yaşanabilir. Bu farklılıklar, iletişim eksikliklerine, anlayışsızlığa ve çatışmalara yol açabilir.

-Gençlerin dijital teknolojilere olan hakimiyeti, yaşlı kuşağın teknolojiye uyum sağlamakta zorlanmasına ve iletişim kopukluklarına neden olabilir.

-Kuşaklar arasında ortak değerlerin vurgulanması, birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirebilir. Kültürel mirasın korunması, aile değerlerine vurgu yapılması ve toplumun ortak değerlerine sahip çıkmak önemlidir.

5.Mental Sağlık Sorunları:

Türkiye’de gençler arasında mental sağlık sorunları giderek artan bir sorun haline gelmektedir. Stres, kaygı, depresyon ve intihar düşünceleri gibi sorunlar gençler arasında yaygın hale gelmiştir. Bunun birkaç nedeni arasında akademik baskı, aile ve evlilik baskısı, gelecek kaygısı, sosyal medya kullanımı ve sosyal izolasyon yer almaktadır.

-Türkiye’deki gençler, eğitim sisteminin yoğunluğu, sınav stresi, gelecek kaygısı, aile beklentileri ve iş bulma zorlukları gibi bir dizi stres faktörüyle karşı karşıyadır. Bu durum, gençlerin mental sağlığını olumsuz etkileyebilir ve anksiyete, depresyon, panik atak gibi sorunlara yol açabilir.

-Teknolojinin hızlı gelişimi ve sosyal medyanın yaygınlaşması, gençler arasında dijital bağımlılık, sosyal izolasyon, düşük özgüven ve kendini değersiz hissetme gibi sorunlara neden olabilir. Sosyal medya platformlarındaki görüntü yönetimi, mükemmeliyetçilik ve karşılaştırma kültürü, gençlerin mental sağlığını olumsuz etkileyebilir.

-Türkiye’de mental sağlık hizmetlerine erişimdeki zorluklar ve stigmatizasyon, gençlerin yardım aramalarını engelleyebilir. Mental sağlık sorunlarıyla ilgili konuşma ve destek alma konusunda toplumda hala yaygın bir stigma bulunmaktadır. Bu durum, gençlerin sorunlarını gizlemelerine ve tedaviye erişimlerini ertelemelerine yol açabilir.

-Gençlerin sağlıklı bir şekilde gelişmelerini destekleyen sosyal destek ağının eksikliği, mental sağlık sorunlarının artmasına katkıda bulunabilir. Aile içi iletişim eksiklikleri, arkadaşlık ilişkilerinde zorluklar ve izole olma hissi, gençlerin zor durumlarla başa çıkmalarını zorlaştırabilir.

*Türkiye açısından çok önemli bir sorunda genç nüfusta “ne eğitimde ne istihdamda olan” ların oranı yani çalışmayan ve eğitimde olmayan genç nüfusun, toplam genç nüfus içindeki oranı TÜİK verilerine göre  2022 yılında %24,2 oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir