İnsanoğlu ne yaparsa karşılığını mutlaka alır.İyiliği mükafatlandırılır, kötülüğü ise cezalandırılır. Yarına bırakır lakin yanına bırakmaz Yüce Yaradan. İyilik yaptığımızı sandığımız şeylerde ya rızası yoksa Yaradan’ın. Bu durumu bir rivayetle anlamak en güzelidir.
Bir çok kullanım alanı olan od ağacının en belirgin özelliği kokusudur. Od ağacı yandıkça yoğun koku yayabilen bir ağaçtır. Bu koku, odunun yanması sırasında açığa çıkan kimyasal maddelerin bileşimine bağlı olarak değişebilir, ancak genellikle keskin ve yoğun bir kokudur. Bu koku dünyanın en değerli kokularından biridir.
Bu güzel kokunun hikayesi ise çok ilginçtir.
“ Adem (a.s) ve zevcesi Havva cennette vuku bulan hatalı işten sonra vücutlarından elbiseleri sıyrılır ve üryan kalırlar.
-“Dünyaya çıkın” diye İlâhi ferman gelir. Dünyaya çıkan Hz. Adem ile Havva, O halleri ile meleklerden utanır ağaçların altına girip görünmemek isterler. Lakin hangi ağacın altına gittilerse, hiç biri kabul etmez. Yalnızca od ağacı kabul eder.
-Ey ağaç, hiçbir ağaç gölgesine kabul etmedi, sen neden kabul ettin..?
Od ağacı:
-EY Rahim Rabbim, Adem’in (a.s) alnına Habib-i Ekrem’in nurunu kondurdun. Cümle mahluka da o nura tazim etmeleri için ferman eyledin. Adem (a.s) o şanlı nuru ile bana sığındığı zaman, o şanlı nurdan utanarak kabul etmemezlik edemedim kabul ettim.
Bunun üzerine, Yüce Hak şöyle buyurdu:
-Ey od, senki Habibim Muhammed’in nuruna tazim ettin, O’nun hürmetine seni kullarım arasında, cümle ağaçlardan daha muteber kıldım. Sana pek güzel bir koku ihsan eyledim. Ancak, izinsiz kabul ettiğin için seni ateşte yakmakla faydalanacaklardır. Onlar seni yakmadıkça, senden o güzel koku çıkmayacaktır.”
Günümüzde od ağacından tütsü ve reçinesinden ise koku yağı çıkartılıyor.