Günümüzde halk arasında sıkça kullanılan bir deyim olan ateş pahası, fiyatı yüksek olan şeyler için kullanılır. Bilhassa son yıllarda yüksek artışlar karşısında halkın diline daha fazla pelesenk olmuş bir deyimdir.
Zamanın birinde Osmanlı hükümdarlarından biri, buyruğundakilerle birlikte avlanmaya çıkmış. Bir ceylanın peşinde koştururken zaman hızla geçmiş ve hava kararmaya başlamış. Havanın kararmasıyla birlikte şiddetli bir rüzgar ve peşine de şiddetli bir yağmur bastırınca orman içinde ki küçük bir kulübeye sığınmış. Odunculuk yapan kulübenin sahibi davetsiz misafirlerini kabul etmiş ve ikramda bulunmuş. Hünkar her ne kadar kimliğini açık etmediyse de durumu anlayan ormancı misafirlerini hoş tutmuş ocağa büyük büyük odunlar atarak kulübeyi iyice ısıtmış. Yağmurda ıslanıp üşüyen hünkar ve adamları durumdan pek memnun kalmış.
Yapılan hürmet ve misafirpervelik karşısında hoş olan hünkar sadece ateşin bin altın edeceğini söylemiş yanındakilere.
Sabah olup da yola çıkmaya hazırlanan hünkar oduncuya sormuş?
-Oduncu ! bizi ihya ettin harlı ateşin sayesinde geceyi sıcak ve rahat geçirdik. Söyle bakalım borcumuz ne kadardır.
Durumu fırsat bilen oduncu :
-Bin altın beyim
Pişekar hemen atılmış:
-Ne masraf ettin ki bu kadar altın istersin bre densiz?
Geceyi ,soğuk havayı,yağmuru unutan pişekara :
-Sabaha kadar uyumadım ateşi harladım. Bu dağ başında böyle ateşi nerde bulacaktınız?
-İyi ettin hoş ettin ama ateş bu denli pahalı mıdır?
Gördüğü hürmet ve ilgiden memnun kalan hünkar pişekara dönüp:
-Ateş iyiydi, şimdi pahasını verin!
* Paha ; fiyat , değer anlamına gelir. Ateşin paha ile ölçümü ise her deyim gibi yaşanmış olaylardan akıllarda kalmıştır. Oduncunun bu tavrı dilden dile yayılmış. Ondandır ki değerinin üstünde fiyat biçilen şeyler hakkında “Ateş Pahası” denilmeye başlanmış.